Küçük
bir kirlenmede bile hemen yıkadığı elleri simsiyah. Güzel kokularla
harmanladığı vücudu, güzel olmayan tüm kokuları içinde barındırıyor.
Mathilda’nın bakışları artık ütopik dünyasına ait. Mathilda’nın güzel sesi ve
saçları da. Artık yok olmanın eşiğinde. Mutluyken bile hissedemediği
böbreklerini hala hissedemiyor.
Yakınında
patlayan bir bombanın etkisiyle yığıldı yere. Gökyüzünün kusursuzluğu altında
göz yaşlarına engel olamıyor. Ölüyor, diğer insanlar yaşarken. Gramofon çalıyor uzaktan. Üzerindeki son
birkaç parça eşyayı da çıkartıp sese doğru koşuyor. Tam
yirmi beş tane büyük adımdan sonra vuruldu sözde düşmanları tarafından. Otuz
ikinci adımda dört defa daha. Son adımı da kırk dördüncüydü. Öldü,
savaş çatısı altında. Diğerleri gibi. Bugüne kadar doğan iki insandan birinin öldüğü gibi.
Virgül
Bir virgül
dilimin ucunda,
Ezik ve kekremsi,
Her bütüne meydan okuyan
Ezik ve kekremsi,
Her bütüne meydan okuyan
Oktay Rıfat Horozcu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder