18 Haziran 2014 Çarşamba

Mathilda -Son-

Sevgili Mathilda;
                Sana söz verdiğim gibi evi temiz tutmaya çalışıyorum. Üç-dört günde bir süpürüyorum baştan sona. Her sabah çiçekleri suluyorum. Çiçek demişken, mutfak camının önündeki karanfiller kurumuş Mathilda. Ben orada olduklarını dahi unutmuşum. Sen gittiğinden beri, hafızamla ilgili ufak tefek sıkıntılar yaşıyorum. Büyütülecek bir şey yok. Düzenli yemek yemediğimden oluyormuş. Öyle söyledi doktor. Yiyemiyorum Mathilda, sen açken ben tok olamıyorum. Seninle yediğimiz yemekleri özlüyorum. Sahi, seni çok özledim Mathilda.
                Gitmene engel olmalıydım Mathilda. Kapıları kilitlemeliydim, yolları kapatmalıydım, uçak seferlerini iptal etmeliydim, o uçağa binmene engel olmalıydım… Nasıl izin verdim savaşın ortasına gitmene. Korkaklığımın bedelini yokluğunla ödüyorum. “Gel” dediğinde seni reddetmeseydim; belki seni koruyabilirdim gözünü ölüm bürümüş sözde insanlardan. Ölümüne izin verdim Mathilda, tüm suç benim.
                Üç gün önce sabaha doğru kapı çaldı sert bir şekilde. İki subay. Geri dönmem gerektiğini söylediler. Karısını koruyamayan birinden tekrar savaşmasını beklemek, siyasetin orduya karıştığının en büyük belirtisidir. Aklımda kalan sağlam küfürlerden birini yapıştırıp döndüm yatağa. Hala kokunu alıyorum odanın kısım kısım bölgelerinde. Sen gittiğinden beri, evden dışarıya adım atmadım. Biliyorum, uzun isimli hastalıklardan birine yakalandığımı düşüneceksin. Geldiğini söyle, eve girmeyeyim Mathilda.
                İstanbul son günlerde çok sıcak. Ülke dışına çıkmamış insanlar kıyametin yaklaştığına inanıyor. Afrika’da çoktan kıyamet kopmalıydı o zaman. Aslına bakacak olursak; Afrikalılar için her gün kıyamet. Belki de onlara inanmak gerek. Sular sık sık kesiliyor Mathilda. Böyle devam ederse deniz suyu içmeye başlayacağız. En son ne zaman su içtiğim hakkında da hiçbir fikrim yok. İnsani dürtülerim beni hayatta tuttu bugüne kadar. Artık sona yaklaşıyoruz Mathilda.
                Kaplumbağamızın adını hatırlayamıyorum. Tıpkı seni hatırlayamadım gibi. Silüetin kayboldu gözlerimden. Kokun kayboldu evvelsi gün. Ellerin uzaklaştı afaka doğru. Eski fotoğraflara bakamıyorum. Yokluğunun ebedi olduğu duygusu, geçmişi inkar etmeme neden oluyor. Artık gözlerim kapanıyor Mathilda. Yanına geliyorum. Beni beklediğini biliyorum.

1 yorum: